BİTMEYECEK, TÜKENMEYECEK BİR IŞIKTIR ATATÜRK!

Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ü bedenen
aramızdan ayrılışının 81. yıl dönümünde sonsuz saygı ve bağlılıkla anıyoruz.
Dünyada emperyalizmi yenilgiye uğratan, sömürgecilerin yayılmacı projelerini
tarihin çöplüğüne atan, tüm mazlum uluslara ilham ve güç kaynağı olan, gerçek anlamda
evrensel bir önderdir ATATÜRK.
UNESCO’nun 1981 yılında, doğumunun 100. yıl dönümü nedeniyle yayımladığı
mesajı esasen her şeyi anlatmaktadır: “ATATÜRK kimdir? ATATÜRK uluslararası anlayış,
işbirliği, barış yolunda çaba göstermiş üstün kişi, olağanüstü devrimler gerçekleştirmiş
bir inkılâpçı, sömürgecilik ve yayılmacılığa karşı savaşan ilk önder, insan haklarına
saygılı, dünya barışının öncüsü, bütün yaşamı boyunca insanlar arasında renk, dil, din,
ırk ayırımı göstermeyen, eşi olmayan devlet adamı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu.”
Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK, yaratıcısı olduğu Türk Devrimi ve sonuçlarıyla bir bilge
ve dahi liderdir. Düşmanlarında bile saygı uyandıran, dostlarına güven aşılayan eşsiz bir
rehber, eşsiz bir öğreticidir.
Milli Mücadelemizin 100. yılında ATATÜRK’ü anmak, aynı zamanda O’nu anlamak ve
anlatmak sorumluluğunu da her yurttaşımıza yüklemektedir. ATATÜRK’ü anlamak,
coğrafyamız ve ulus devletimiz üzerine oynanan oyunların farkında olmak demektir.
100 yıl önce milli mücadeleyi başlattığı nokta ile 100 yıl sonra içinde bulunduğumuz
durum aslında farklı değildir. ATATÜRK, milli mücadele ile TBMM’ni açmış, çalıştırmış,
egemenliği saraydan alarak öz sahibine, yani millete vermiştir. 100 yıl sonra bugün; çok
partili siyasi yaşam, parlamenter sistem, demokrasi çökertilmiştir. Gazi Meclis etkisiz ve
itibarsız hale getirilmiştir.
“Millilik” sözde kalmış; milli eğitim, milli ordu ve milli savunma, milli ekonomi, milli
tarım, milli kaynaklar (doğal güzelliklerimiz, yer altı ve yer üstü zenginliklerimiz) göz göre
göre yok edilmiştir. Türk Milleti, ATATÜRK’le kazandıklarını, devrim karşıtı siyasi zihniyet
eliyle kaybetmektedir.

Milletimizin her bir ferdi kayıplarının farkındadır. Milli Mücadelemizin 100. ve Ulu
Önder’in bedenen aramızdan ayrılışının 81. yılında ulusal bir uyanış başlamıştır. Bu uyanış
milletimizin geleceği açısından umut vericidir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin laik, demokratik, sosyal, hukuk ve üniter devlet nitelikleriyle
parlamenter sisteme dönmesi yaşamsal önemdedir. Ulus devlet olarak bir ve bütün
yaşamamızın başkaca bir seçeneği yoktur.
ATATÜRK 81 yıl boyunca her nefeste, her saniyede, her dakikada, her saatte, her
günde, her haftada, her ayda ve her yılda daha da büyümüştür. Hep haklı çıkmıştır. Her
geçen gün doğruluğu kanıtlanmıştır.
Türk Milleti geleceğini tek liderimiz, tek önderimiz ve tek rehberimiz ATATÜRK’te,
O’nun düşünce ve devriminde bulmuştur. Türk Milleti, tek doğru reçete olan Atatürkçü
Düşünce’de bütünleşmektedir. Bu nedenledir ki milletimiz, bütün dünyanın hayranlıkla
izlediği ATATÜRK’e bağlılığını sonsuza kadar devam ettirecektir.
Dünya tarihi, aydınlıkla karanlığın mücadelesiyle doludur. ATATÜRK, aydınlığın
temsilcisi, aydınlığın lideridir. Karanlıkta kalmayı isteyenlerin, karanlığı ısrarla savunanların
aydınlığı anlamasını beklemek zordur. Ancak, Atatürkçülerin mücadelesiyle, karanlıklar
mutlaka aydınlanacak, karanlıktan beslenenlerin oyunları bozulacaktır.

Schreibe einen Kommentar