Cumhuriyetimizin 91. Yıldönümü kutlu olsun
Türkiye Cumhuriyeti bundan 91 yıl önce emperyalizme karşı verilen ulusal kurtuluş savaşı sonucunda kuruldu. Kanla, acıyla kurulan Türkiye Cumhuriyeti, bağımsızlık, laiklik, çağdaşlık ve halk egemenliği üstünde yükseldi.
Tam 91 yıl sonra bugün, Siyasi iktidarın Cumhuriyet ilkelerinden hızla uzaklaşarak, Açılım ve çözüm süreci adı altında yürüttüğü politikalarının yakıcı etkisini somut olarak görüyoruz.
Ülkemiz söz konusu ayrıştırıcı, etnik ve mezhepsel temelli politikalar sonucunda başkaldırı/ayaklanma provalarının sahneye konulduğu belirsizlik, güvensizlik ve iç çatışma ortamına sürüklenmiştir.Çözüm süreci adı altında atılan her adım, ülkemizi bölünmeye bir adım daha yaklaştırmaktadır ve siyasi iktidar bu sözü verdiği için emperyalist çevrelerce desteklenmektedir.
Türk Silahlı Kuvvetlerine siyasi davalarla kumpas kurulurken Habur’dan giren teröristlere çadırdan bozma mahkemeler kuran bu iktidardır.Oslo’da terör örgütüyle gizli pazarlıklar yapan bu iktidardır.
Elbette Hakkari’de şehit düşen 3 askerimizin ve daha nice şehit ve gazilerimizin vebali bu iktidarın boynunadır.Ayn el Arap’ta yaşananları bahane ederek üniter yapıya, Cumhuriyet’e, ülkenin bölünmez bütünlüğüne karşı bir ayaklanma teşebbüsü, demokratik protesto hakkının çok ötesine geçen saldırı ve terör eylemleri kabul edilemez.Etnik kalkışma ve isyan girişimine karşı gerekli demokratik kurallar çerçevesinde ve hukuk içinde gerekli önlemlerin alınması tabiidir ve gereklidir.
Türkiye’nin sınırları dışındaki (Suriye) bir bataklığa girmesinde hiçbir milli çıkar yoktur. Türkiye’nin yapması gereken, yurtta barış, dünyada barış ilkesi kapsamında önce iç barışı sağlamak ve ulusal bütünlüğe, sınırların değişmezliğine kararlılıkla sahip çıkmak, başka ülkelerin içişlerine karışmamaktır.
Bu iktidar Türk bayraklarını haince yakan, Atatürk heykellerini yıkan, okulları tahrip eden kafalarla pazarlık masasına oturup teröristlerle barış yapma senaryoları ile Türkiye’nin çok şeyler kaybetmesine neden olmuş ve halen daha olmaktadır.Şu halde yapılması gereken ayrılıkların değil, ortak değerlerin ön plana çıkarılmasıdır.
Olayları önleyemeyen, daha doğrusu bahane eden hükümet, gazeteciler dahil herkesi tutuklatacak, yeni güvenlik paketi ile polis ve savcılara geniş yetkiler veren yeni yasalar hazırlanmaktadır.Ülkede bunlar olurken muhalefet partileri, birleştirici, yapıcı, Cumhuriyet değerlerine sahip çıkan bir siyasi anlayış içinde olmak zorundadırlar.
Ülke yangın yerine dönmüşken muhalefet yapılmayacaksa ne zaman yapılacaktır? Teröre şimdi karşı çıkılmayacaksa ne zaman çıkılacaktır?
Atatürk’e, bayrağa şimdi sahip çıkılmayacaksa ne zaman çıkılacaktır?
Gün Cumhuriyet’in kuruluş felsefesine, milli bütünlüğe, ortak değerlerimize, demokratik, laik, üniter sosyal hukuk devletine kararlılıkla sahip çıkmak, daha çok hukuk ve demokrasi talep etme günüdür. Tüm bunları ulusal birliğimizi güçlendirerek başaracağız ve başarmak zorundayız.
GÜN, BİRLİK OLMA GÜNÜDÜR.
CUMHURİYET BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN.